Facebook

LinkedIn

Copyright 2019 Limon Kreatif.
Tüm Hakları Saklıdır.

8:30 - 18.30

Çalışma Saatlerimiz Hafta İçi

0 (216) 504 07 00(Pbx)

Bir Telefon Kadar Yakındayız

Facebook

Twitter

Menu
 

Blog

Blog Yazıları

Ceza Hukuku

Kişisel hakları ihlal edilen kimselerin ceza soruşturma ve davalarında etkin bir şekilde temsil edilmeleri, haklarının korunması noktasında son derece önemlidir. Keza, ceza kurallarının son araç olma nitelikleri gereği hemen her ceza davası ile birlikte tazminat ya da alacak davalarının açılması ve ceza davalarında elde edilecek başarının fiili olarak bunları da etkileyecek olduğu gerçeği gözden uzak tutulmamalıdır. Hukuk Büromuz ceza hukuku genel prensipleri ve TCK ve özel ceza kanunlarında sayılan suç tipleri hakkında müvekkillerine etkin hukuki danışmanlık ve hukuki koruma hizmeti sunmaktadır.

Soruşturma ve kovuşturma işlemleri
Koruma tedbirlerinin hukuki denetimi ve değerlendirilmesi (yakalama, tutuklama, arama, el koyma, iletişimin denetlenmesi, adli kontrol vs.)
Ekonomik suçlar
Bilişim suçları
Şahıs varlığına karşı suçlar
Malvarlığına karşı suçlar
Ceza kararlarına itiraz ve temyiz başvuruları
Örgütlü suçlar ve basın suçları

Aile ve Kişiler Miras Hukuku

Hukuk Büromuz 20 yılı aşkın tecrübesiyle kişiler, aile ve miras hukuku alanlarında müvekkillerine hizmet vermektedir. Evlilik ve boşanma kişinin hukuki statüsünü doğrudan etkilediğinden, doğru adımlar atabilmek açısından bu alanda profesyonel yardım almak önemlidir.

Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları
Boşanma sonucu mal paylaşımı, menkul ve gayrimenkullerin kazanımı ve tescili
Velayet davaları
Nafaka, tazminat ve tedbir talepleri
Yabancı ülke mahkemelerinde verilmiş boşanma kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizi
Evlilik sözleşmesi ve mal ayrılığı sözleşmelerinin hazırlanması
Evliliğin iptali, babalık davası
İsim ve yaş değişikliği davaları, vasi atanması, vesayet davaları
Gaiplik kararı alınması
Terekenin açılması, veraset ilamı, mirasın reddi, tereke tespiti ve tenkis davaları
Vasiyetname hazırlanması

Konkordato Hakkında Her Şey

Konkordato Nedir?

Ekonomik açıdan iflas noktasında olan bir özel şirketin iflas erteleme vermesi amacıyla, borçlarını ödeyebilmesi adına bir takım tavizlerin verildiği ve alacaklı firmalar ya da kurumlarla yeni ödeme planı oluşturularak anlaşma yoluna gidilmesi olarak tanımlayabiliriz. Borçlu olan şirketler konkordato sayesinde mevcut borç tutarlarında  indirim yapılmasını, uzun süreli bir vade planına göre ödeme yapmasını ve bu sayede de şirketin iflas etme durumundan kurtulmasını sağlar

Konkordato İlan Etmek

 

Konkordato ilan etmek için Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne başvuru yapılması gerekmektedir.. İflasa tabi olan şirketlerde borçlunun muamele merkezindeki mahkeme; merkezi yurt dışında olan şirketlerin Türkiye’deki şubelerinin bulunduğu yerdeki mahkeme; birden fazla şubesi olan şirketlerin merkez şubesinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvuru yapılır.

Bu başvurunun ardından komiser tarafından yapılacak olan ilanla alacaklılara bildirilir. Bu bildirim sayesiden, alacaklılar 15 gün içerisinde alacaklarının alacak tutarlarını bildirmeye davet edilir. Bu bildirim ilanının yanında konkordato ilanının bir kopyası da alacaklılara gönderilmektedir.

 

Konkordato ilan edilmesinin hemen ardıdan konuya dahil olan bütün alacaklar anlaşmanın kapsamına girer. Bununla birlikte bu süreç içerisinde borçlu olan tarafın mallarını rehin verme, satma, gibi yollar kısıtlı tutulur.

Karşılıklı olarak onaylanan ve bağlayıcı hale gelen konkordato işlemi sayesinde borçlu olan şirket alacaklılarının vazgeçtiği oranda borçlarının bir kısmından kurtulur. Toplamda 23 ayı bulabilen konkordato süresince belirli bir vade koşuluyla borçlarını ödemeye devam etme alanı sağlamış olur.

İbraname

6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Ceza koşulu ve ibra” başlıklı 420. madde hükmü uyarınca ibranamelerin geçerli olabilmesi ve olası bir yargılama aşamasında lehe kullanılabilmesi için aşağıdaki hususları taşıması gerekmektedir.

İbraname yazılı olmalıdır.

İbraname, sözleşme sona erdikten en erken 1 ay sonra imzalanmış olmalıdır.

İbra konusu alacağın türü ve miktarı açıkça belirtilmiş olmalıdır.

Ödeme noksansız yapılmış olmalıdır.

Ödeme banka kanalıyla yapılmış olmalıdır.

Yukarıdaki şartları taşımayan ibraname kesin olarak hükümsüz kabul edilir. Alacağın tamamının ödenmediği ibranameler veya ibranamede beyan edilen alacakların ödendiğini gösterir diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olmak üzere makbuz yerine geçer. Yalnız bu durumda dahi, ödemenin banka kanalıyla yapılmış olması şarttır. Bankadan yapılmayan ödemeler ibraname açısından hiçbir değer ifade etmezler; bunlar ancak ifa niteliğinde kabul edilir.

 

Bireysel Ve Toplu İş Hukuku

a

İş Hukuku ve Tarihi

18. yüzyılda sanayi devrimine geçiş dönemi, iş hukukunun önemli bir noktaya gelmesinde büyük bir etken sahibi olmuştur. Sanayi Devrimi’nin öne çıktığı dönemlerde işçi sınıfı birçok anayasal hakka sahip değildi. Bunun dışında oldukça düşük ücretlere ve berbat çalışma koşullarına sahipti.. kalabalık bir topluluk olan işçi sınıfı Sanayi Devrimi’nin başlangıcıyla birlikte hakları konusunda bilinçlenmeye başladı. Bu büyük oalydan sonra iş hukuku kavramı ortaya çıktı, gün geçtikçe haklar ve gereklilikler daha bilinir  bir hale geldi.

İş Hukuku

 

İş hukuku, kendi içinde  ikiye ayrılır. ulusal ortamda yaşanan değişme ve gelişmelerden doğal oalrak hukuk da etkilenmektedir. Bu nedenle her beklentiye cevap verebilmek, belirsiz bir konu kalmaması bakımından iş hukuku da iş dünyasının gelişmelerinden uzak kalamamıştır. Küçük işletmeler ve büyük işletmelerin yapılanması birbirinden farklı olduğundan doalyı bu iki alan farklı tanımlanmış ve bu konuda somut kanun maddeleri ortaya çıkmıştır.

Bireysel İş Hukuku

 

Bireysel iş hukuku, işçi ve işveren arasında bulunan sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıkları gündeme alır. İşçi ve işveren arasındaki kişisel iş ilişkisini konu alır.

Toplu İş Hukuku

 

Toplu iş hukuku, Bir çok işçi çalıştıran büyük ölçekli işletmelerin sendikalar aracılığıyla temsil edilmesidir. Toplu iş hukukunda çalışan kişilerin birlikte hareket etmeleri hak kayıplarını en düşük seviyede tutar. Bunun dışında toplu grev gibi çözüm yollarını da barındırmaktadır.

İşçi ve İşverenin Yükümlülükleri Neler?

 

İş hukuku 2 tarafıda olabildiğince eşit derecede korumaya çalışmaktadır. işçi sınıfının korunması ve işveren sınıfının sorumlulukları kanunda çok açık bir şekilde belirtilmiştir. İşçinin ve işverenin karşılıklı olarak yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükler vardır. En önemli iki husus ise İşçi sınıfının iş görme ve işveren sınıfının düzenli ödeme yapması hususudur.