Bireysel Ve Toplu İş Hukuku
İş Hukuku ve Tarihi
18. yüzyılda sanayi devrimine geçiş dönemi, iş hukukunun önemli bir noktaya gelmesinde büyük bir etken sahibi olmuştur. Sanayi Devrimi’nin öne çıktığı dönemlerde işçi sınıfı birçok anayasal hakka sahip değildi. Bunun dışında oldukça düşük ücretlere ve berbat çalışma koşullarına sahipti.. kalabalık bir topluluk olan işçi sınıfı Sanayi Devrimi’nin başlangıcıyla birlikte hakları konusunda bilinçlenmeye başladı. Bu büyük oalydan sonra iş hukuku kavramı ortaya çıktı, gün geçtikçe haklar ve gereklilikler daha bilinir bir hale geldi.
İş Hukuku
İş hukuku, kendi içinde ikiye ayrılır. ulusal ortamda yaşanan değişme ve gelişmelerden doğal oalrak hukuk da etkilenmektedir. Bu nedenle her beklentiye cevap verebilmek, belirsiz bir konu kalmaması bakımından iş hukuku da iş dünyasının gelişmelerinden uzak kalamamıştır. Küçük işletmeler ve büyük işletmelerin yapılanması birbirinden farklı olduğundan doalyı bu iki alan farklı tanımlanmış ve bu konuda somut kanun maddeleri ortaya çıkmıştır.
Bireysel İş Hukuku
Bireysel iş hukuku, işçi ve işveren arasında bulunan sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıkları gündeme alır. İşçi ve işveren arasındaki kişisel iş ilişkisini konu alır.
Toplu İş Hukuku
Toplu iş hukuku, Bir çok işçi çalıştıran büyük ölçekli işletmelerin sendikalar aracılığıyla temsil edilmesidir. Toplu iş hukukunda çalışan kişilerin birlikte hareket etmeleri hak kayıplarını en düşük seviyede tutar. Bunun dışında toplu grev gibi çözüm yollarını da barındırmaktadır.
İşçi ve İşverenin Yükümlülükleri Neler?
İş hukuku 2 tarafıda olabildiğince eşit derecede korumaya çalışmaktadır. işçi sınıfının korunması ve işveren sınıfının sorumlulukları kanunda çok açık bir şekilde belirtilmiştir. İşçinin ve işverenin karşılıklı olarak yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükler vardır. En önemli iki husus ise İşçi sınıfının iş görme ve işveren sınıfının düzenli ödeme yapması hususudur.